HÜSEYİN'LERİN ÖLÜMÜ!!!
(H.Z Hüseyin, Hüseyin Karabacıoğlu, Hüseyin Yanardağ )
Çevremizdeki birçok kişinin adının Hüseyin olduğunu görüyoruz, bunun nedenini Kerbala da siyasal ve Askeri gücü elinde bulunduran o devrin iktidar sahiplerinin H.z Hüseyin ve arkadaşlarını katletmelerine bağlı tepkiler olduğunu biliyoruz… Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, H.Z Muhammed'in torunu H.z Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan etmiştir. Hüseyin ve kafilesindeki herkes öldürülmüştür. Öldürülme gerekçesi nedir, İslam halifeliğinin Babadan Oğul’a geçen sultanlığa dönüşmesine H.z Hüseyin ve arkadaşlarının itirazıdır… Hüseyin Dayı ve Hüseyin Abinin ölümlerine değinmeden önce Hüseyin isminin yaygınlığına bakalım, baktığımız da şunları görürüz…
Önce genel olarak Ülkemizde kaç kişi Hüseyin ismini taşıyor, ona bakalım, sonra ilimiz Kastamonu da kaç Hüseyin var ona bakarak devam edelim… Hüseyin isminin Türkiye yaygınlığına baktığımız da 611.244 kişi olduğunu ve bunun ençok kullanılan 9 isimden biri olduğunu görüyoruz… Kastamonu da kaç Hüseyin var, en çok hangi isimler kullanılıyora geldiğimizde ise…
Kastamonu İlindeki Hüseyin Sayısı: 4.618 KASTAMONU ilinde en çok kullanılan 5 isimden biri olduğunu görüyoruz… Diger isimlere kısaca bakalım mı?
1*7 777 MUSTAFA - 2* 7 768 MEHMET - 3* 6 416 FATMA - 4* 5 438 AHMET - 5* Kastamonu da HÜSEYİN Sayısı: 4.618 - 6* 4 627 AYŞE diye sıralama devam eder… Bu kadar yaygın olarak kullanılan Hüseyinlerden ikisini bir ay içinde kaybettik, biri Aşağı Dikmen Köyünden sevdiğimiz Saydığımız Hüseyin Yanardağ… Digeri ise Annemin Teyze Oğlu Kösen Köyünden Hüseyin Karabacıoğlu dayıyı, kaybettik ve 23.3.22 de defnettik.. İki Hüseyin de aynı dönemde muhtarlık yapmış ve aynı ayda ölmüşler ikisine de Allah rahmet eylesin, yakınlarına, sevenlerine sabır versin dilerim… İkisinden de iyi davranışlar gördüm ve Allah katında iyiliklerine şahitlik ederim.. Köylüm olan Hüseyin Abi dediğim Yanardağla son bir yıl içinde üç dört defa karşılaştım, Hüseyin abiyle karşılaşmamın birinde biber ve domates fidesi aldım, hepimiz biliriz ki eskiden fideler köy için de parayla satılmazdı, bende fazla varsa sana, sende fazla varsa bana verilirdi, kolu komşudan fide alırdık..Bunu bilen Hüseyin Abi, mahcup bir edayla, ya Hüseyin, bu çok masraflı iş, çok emek veriyorum kusura bakma para alıyoruz diye dedi… Bir iki bag da bedava vermişti, karşılıklı helalleştik ayrıldık, son gördüğümde ise hastaneye ziyarete gittim ve durumu iyi degildi, beni tanıdı ismimi zikretti… Sonra onu ahrete emanet ettik… Kösen Köyünden Akrabama olan Hüseyin Dayı ile ise…
Salgın kısıtlamasından dolayı uzun zamandır görüşemiyorduk, virüse yakalanmıştı aradım Dayı geçmiş olsun dedim, bana aman oğlum kendinize dikkat edin çok zor geçiriyorum bu mereti demişti… Bende moral vermeye çalışmıştım, virüsü yenmişti… Sonra birde duyduk ki hastanede… Oğlu Sadık ameliyatı için kan arıyormuş benide aradı hastanede yattığından haberim oldu.. Sık sık İsmail Devrez Abi ile hastaneye giderek yanında olmaya çalıştık… O beni bende onu sever sayardık, son olarak görüşmemiz baypas ameliyatı için hastanede yatarken İsmail Devrez abiyle ziyaretine gittik, ziyaret ölçülerini aşarak geçmiş olsun dileklerimizi ilettik… Her gördüğünde bizi sevdiğini, gözlerinden anlardım, yine öyle yaptı, ziyaretimizden dolayı sevinci yüzünden okunuyordu… Son olarak görüşmemiz bu oldu, kalbine yenik düştü, kendisine Allah dan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır dilerim… Sevimsiz de gel ölümle devam edelim mi?
Ölüm canlıların gerçegi, doğduk, yaşıyoruz ve öleceğiz, bu gerçeği hepimiz biliyoruz, bu gerçege göre yaşıyabiliyorumuyuz? Bu gerçege göre nasıl yaşanır bunu her daim kendimize soruyormuyuz? Ben ara sıra sorsam da, genelde sormadığımızı yine hepimiz biliyoruz, hayatı sanki sonsuz gibi yaşıyoruz, en yakınlarımız, hatta en çok sevdiklerimiz de dahil olmak üzere, sürekli birbirimizi üzüyor, birbirimizin mutsuzluğuna neden oluyoruz… Tam burada şu uyarılarımla yazıyı bitirmek istiyorum…
Biliyoruz ki hayata kısa dönemliğine geldik, kimimiz daha doğumda, kimimiz 3*4 yaşında, kimimiz gençliğinin baharında, kimimiz son olarak Allaha emanet ettiğimiz Hüseyinler gibi 70-75 yaşlarında bu dünyadan göçüyoruz… Ve biliyoruz ki en uzun yaşayan 100’e kadar yaşar… O zaman Ölüm gerçegini bile bile, bu hayatı nasıl böyle birbirimizi, bazen bir miras, bazen kardeş rekabeti, bazen ekonomik, bazen siyasal, bazen makam ve mevki farklarından, nedenlerinden dolayı, bazen nedeni bile belli olmayan davranışlarla üzüyoruz… Bu saydıklarımdan bende istisna degilim, benimde sevdiklerimi üzdüğüm anlar oluyor… Bundan acilen vazgeçmek, üzme maksatlı davranışlar yerine, mutlu etme amaçlı davranışlara geçmeliyiz.. Yoksa yarın üzdüklerimizin öldüğünü görür daha çok üzülürüz, keşke şu hareketi yapmasaydım, keşke onu üzmeseydim deriz.. Ama iş işten geçmiştir, artık sevdiğimiz saydığımız dayımızı, amcamızı, kardeşimizi,evladımızı, babamızı, arkadaşımızı kısacası insanı üzemeyiz ya biz ölmüşüzdür yada o!! Bunu bilen ben, sen, o, onlar, bunlar, şunlar ölüm gelip çatmadan mutluluklara vesile olalım, mutluluğumuza vesile olunsun… Ölümler biz yaşayanlara büyük bir ders, daha dikkatli daha iyi/mutlu olacak şekilde yaşama bilinci verecek bir ders… Ölenlere rahmet, yakınlarına sabır, her şeye rağmen yaşayanlara daha iyi/mutlu yaşamlar dilerim… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 24.3.2022 – vatandasfikri.com
Kaynak
2* https://www.ismininanlaminedirx.com/huseyin-isminin-anlami-nedir-5473/
|