SİYASAL TARTIŞMADAN KAÇAN SİYASETÇİLER KİM?
(Siyasetin Er Meydanından Kaçmak!!!)
Siyasetcileri bilen bilir, rakiplerine sözlü sataşmaları severler, durup dururken alkış almak için yüksek perdeden konuşurlar, hatta bazen sınırları aşarlar, taraftarlarının kin ve nefretini özelikle karşı tarafa yükseltirler... Karşı tarafın aynı toplumun ferdi, aynı ülkenin vatandaşı olduğunu unutacak kadar siyasal söylemleriyle toplumu gererler... Bu konu çok işlendi, siyasetcilerimizi tarafsız gözle izleyen akademisyenler, gazeteciler, yazarlar tarafından... Bugün siyasetin er meydanı diyecegimiz acık oturumlar, tartışma proğramları, röportajlardan kaçan bir siyasal gruptan bahsedeceğim... Önce kişi, grup neden tartışmadan kacar? Onun üzerine duralım mı?
Kişi, grup, parti ve siyasetciler neden tartışmadan kaçar, ilk akla gelen özgüven sorunu yaşayabilirler, sonra topluma söyleyecekleri sözleri kalmamış olabilir, yada toplumdan dışlanmış bir siyasal grup olabilir... Veya çok kibirlidirler, karşılarındakileri, kendileriyle tartışacak seviyede bulmazlar... Bunların hepsi bir eksiklik belirtisidir, bunun üzerine karşındaki siyasal gruptan birde tartışmaya davet varsa ve tartışmadan kacılıyorsa, o zaman sorun büyüktür, kendilerinde eksiklikler hissediyorlar demektir... Siyasetci kendini nerede gösterir, eskiden düğünde, dernekte, bayramda, cenazeydeydi, şimdilerde ise ekranlarda göstermesi gerekmez mi? Gerekir, üstelikte bu partimiz iktidarsaysa, siyasi güce dayanarak sermaye yarattıysa, 25-30 yıldır belediyeleri, 20 yıla yakın merkezi hükümeti yönetiyorsa, ihaleleri hep aynı kişilere veriyorsa, Sayıştay Raporlarını, İhale Sözleşmelerini vatandaşa acıklamıyorsa, Muhalefete verilecek bilgiler gizleniyorsa, gazeteciler ve muhalefet bilgileri yabancı kaynaklardan öğreniyorsa... Sorunları tartışmaktan kaçmaktan, başka caremi, kalmadı acaba!!? Tartışma programlarına bakıyorum, tartışmadan kaçmaktan daha büyük bir yanlışa tanık oluyorum...
Adam, isminin önünde Prof ünvanı var, üstelikte bir güvenlik kurumunda ders veriyor, bu güvenlik kurumundan yetişenler %100 vatandaşa tarafsız davranması gereken polisler, bu adamın dersiyle yetişiyorsa nasıl tarafsız olur? Başka bir rektör tüm bilimsel çalışmaları bir kenara bırakıyor, iktidarı can hıraş savunmak için canlı yayından canlı yanına koşuyor... Siyasetcilerle siyasetci gibi tartışıyor, kendisini uyaralım sen bir üniversitenin rektörüsün, bilim adamı saylırsın, siyasi tartışmalara böylesine bodoslama giremezsin... Başka kim savunuyor iktidar partisini toplumu anketleriyle araştırmalarıyla bilgilendirecek anket şirketi patronları, o anketin güvenirliliği kalır mı, o akademisyenin üstelikte polis olacak ögrencilere tarafsız egitim verecegine kim inanır, rektörün bilimsel çalışmalar yerine siyasi çalışmalar yapması kime ne kazanç sağlar, hangi topluma nasıl zarar verir? Biraz düşünmek lazım, toplumun temellerine dinamit koyuyoruz, farkında degiliz...
O kadar siyaset kör etmiş ki, tartışmayı izliyorum, adam gazeteci, saldırmak üzere bekliyor, mimiklerinden anlaşılıyor,muhalefet partisi mensubu bir milletvekili bir projenin maliyetinin benzerlerine göre çok yüksek olduğunu anlatıyor... O hemen araya giriyor, 50 önceki durumu referans göstererek bu pahalı yapılan projeyi savunuyor... Gazetecinin görevi kamuoyunu bilgilendirmek mi, iktidarı savunmak mı? Daha iktidarı savunan hukukculara girmiyorum bile, insav ya hukucunun amaçları arasında iktidarı savunmak yoktur, iktidarların adaletsizliklerine karşı mücadele vardır, iktidarları denetlemek vardır... Hele bazı din adamları, din hamuruyla toplumu birleştirmeleri gerekirken iktidar savunusuna giriyorlar... Ondan sonra neden bu toplum karpuz gibi ikiye yarılmış durumda diye sosyologlarımız düşünüyor... Birlik için çalışması gereken bu meslek grupları, toplumu bölmek için çalıştıklarını görmüyoruz, görmüyorlar... Siyasetin girmemesi gereken yerlere (Adliyeye, Akdemiye, İlahiyata, Kışlaya, Camiye, Haber kaynakları Medyaya) siyaset girerse... Hem kendi kurumsal inandırıcılıklarını kaybederler, hemde toplumu adalet, bilim, din, doğru bilgi üzere bir arada tutma görevini yerine getiremezler... Son olarak..
Lütfen kamu görevlisi olan akademisyenler, avukatlar, gazeteciler, ilahiyatcılar, siz siyasal konuları tartışmayın, hukukcular tartışmak mı, istiyorsunuz Ersan Şen, gibi çıkın tartışmalarda hukukun geregini anlatın, savunun... Gazeteciler hükümet savunması, avukatlığı sizi işiniz degil, onu hükümetin, iktidar partisinin lideri, sözcüleri yapar... Siz olayları, olguları olduğu gibi, olması gerektiği gibi vatandaşlara sunun... Akademisyenler, üstelikte aktif görev alan akademisyenler tez elden siyaseti bırakın bilimsel araştırmalar yapın ki, bu toplumdan aldığınız ücretlerin karşılığını, bu topluma bilimsel çalışma olarak verin... İktidar partisi mensuplarına ise şu önerim olacak, tartışmalarda kamu görevlileriyle partiniz temsil ediliken hiç rahatsız olmuyormusunuz? Siyasal sözcüler belirleyin, il başkanı, il başkanıyla tartışsın, milletvekili vekille, lider liderle ki kamuoyuna siyasal olanla, siyasal olmayan ayrımı yapabiliecek mesajlar verilsin.. Vebal büyük dikkat edilsin, ekonomist siyasal savunu yapmasın ekonominin geregini anlatsın...
Günümüzün, siyasal er meydanı olan tartışma ortamlarından iktidar siyaseticleri kaçmasın , hükümetin yaptığı içraatlerı anlatsın, savunsun, savunun öneririm... Selam ve Saygılarımla...
Hüseyin Benek --- vatandasfikri.com -- 20.6.2020
|