DOLAR, NE ZAMAN DOYACAK?
(Ekonomik Sıkıntılar Nasıl Aşılacak?)
Dolarmı, yüsekliyor Türk Liramız mı düşüyor, bunu anlamak için diger para birimleri karşısında doların seyrine bakmak lazımdır, bakıldığında görülen o ki dolar çıkmıyor, bizim paramız dolar karşısında deger kaybediyor... Bir ulusal para nasıl deger kazanır/kaybeder, sorusunun cevabı aslında dolar ne zaman dolacağının cevabıdır... Paranın arkasında ki güç nedir derseniz, ekonomik olarak verimli, günün teknolojisine göre üretim, tasarruf, ihracat gücünüz varsa paranız degerli olur... Ya yoksa!
Dolar, Türk Lirası'na karşı 8.30 seviyesini aştı nedeni nedir, bir çok neden vardır, örnegin enflasyonunuz %11-12 iken, ulusal paranıza %6-7-8-9 şimdilerde biraz artırılmasına rağmen bile gerçek enfilasyondan daha düşük bir eksi faiz ugulanıyorsa... Vatandaşlarınız enflasyondan kendini korumak için başka paralar ve degerli madenler kullanır degil mi, öylede oluyor... Bu arada faiz artırarak TL’yi degeli para yapmak yanın da, eldeki dövizi de doları kontrol altında tutmak için harcarsak ki... Bu rakamın 120-130 milyar dolar arasında olduğu, bu kadar doları 6- 6.5 lira seviyesinden satmışız, sonuc döviz rezervlerimiz de erimiş... Bunlar son hatalarımızdı, birde önceki hatalarımz varki... Son 15-20 yılda bir trilyon dolar dış ticaret de acığı vermişsek, bu acıkları borç alarak kapatmışsak, yani aldığımız borç paraları borçları geri ödeyecek gelire neden olacak yatırımlar da yapmamışsak.. Hala her ile, ilçeye o ilçenin en büyük binası olacak şekil de bir hükümet konagı, bir adalet sarayı yapmaya devam edersek ekonomiyi betonlaştırıyorsak... Ya sorunu anlamadık, yada yanlışda ısrar ediyoruz demektir... Her neyse, maaşlarımızı dolar olarak almadığımız halde, dolar bizi neden bu kadar etkiliyor?
Dış ticarette, Petrol, Dogalgaz, Silah, Bilgisayar, Bilişim malzemeleri, İletişim malzemeleri, kredi kartı gibi, internet alan adları, djital bilgi depoları gibi, internette kullandığımız ticaret ve kurumsal sitelerin alanları ve programları gibi, kredi kartları, alış veriş siteleri, tarım ve hayvancılıga dayalı ürünler gibi neredeyse igneden iplige ithal ediyoruz, yabancı işletim sistemleri kullanıyoruz.... işte bu yerli üretmediğimiz tükettiğimiz her şey paramızın degerini düşürüyor, son olarak da bazı tarım ürünlerinde gümrük vergileri sıfırlandı, yerli ,retimin önüne bir engel daha çıkarıldı... Ekonomi yönetiminin yanlış kararlaıyla uzun zamandır, düşük kur, düşük faiz, düşük gümrükle ortaya çıkardığı ithal ürünler cenneti olan bir ülke olduk... Her neyse, seçim öncesi olaganüstü akceleri de harcadık, şimdilerde de, rezervleri doları baskılamak için sattık ve cephane tükendi ama dış ticaret acığı da artmaya devam ediyor, liranın dolar karşısında bu ölcüde deger kaybetmesi rağmen 2020 de dış ticaret/cari acığı 40 milyar dolara yakın olacağı tahmin ediliyor... Ödenecek borçlar, bu yeni acık, döviz rezervlerinin erimiş olması, turizm gelirlerinin düşmesi doları artıyorken... Başka sorunlar da var, yeni sorunlar da ortaya cıkıyor...
Neredeyse tüm taraflarla, komşularla sorun çıkan bir dış politik döneme giriyoruz, Müslüman ülkeler (Arabistan, Mısır, BAE) bize ambargo, boykot uyguluyor, Suriye sorunu devam ediyor, batılı ülkelerle temel dış politik sorunlarımız var... Bu sorunların yakın tarihte çözülme ihtimali de yok... Bütün bunların yanı sıra birde virüs salgını dünya ekonomisini ve ekonomimizi olumsuz etkiliyor, ekonomi krizden buhrana doğru ilerliyor... Bu arada dış ticarette kullandığımız dolar, bir türlü artışa doymuyor... Ne zaman doyar, dersek...
Biz aldığımız borç paralarla, yabancı mal ve ürün ithal etmek yerine, her mahalleye bir cami, her ile/ilçeye bir hükümet konagı, adliye sarayı yapmaktan vaz gecersek... İğneden iplige, bilgisayar, cep telefonu, araba, silah gibi teknolojik ürünleri üretirsek, kendi toplumumuzu besleyecek gıda üretimini yapacak tarım ve hayvancılığa dayalı üretim yapacak tesisleri kurar, üretirsek... Dış ticaret acıklarını kapatır kara geçersek, dolar, artmaya doyar... Yoksa devem eder... Gelecek Sorunlar ise..
Altı ay ödemesiz, gelire bakılmaksızın herkese dağıtılan kredilerin geri ödenmesi başladığın da 2021 de sorunlu krediler sorunu çıkacak, bunu öngörerek önlem almak bu kredileri veren bankaların elini güçlendirmek gerekir...
Döviz kurunun yükselmesine dayalı olarak, Lira olarak borçlar artacak, özel sektörün ve kamunun, yerel yönetimlerin döviz cinsinden borçluluğu düşünülünce ödeme sorununa neden olabilir, bunlarda dikkate alınarak önlemler alınmalıdır...
Başka sorun ise, küresel olarak ekonomik sorunların neden olduğu yabancı yatırımcıların ülkelerine dönmeye başlamaları da ülkemizden döviz çıkışına ve akabinde döviz soruna neden olmaktadır.. Bunlar nasıl burada tutulabilir üzerine düşünülmelidir...
Yabancı yatırımcılar çıkarken, (2020 yılın da 13,3 milyar dolarlık bir çıkış olmuş) dış ticaret açığının da hala hatırı sayılır seviyelerde olması (35-40 Milyar dolar) ve ülkemizin turizm gelirinin düşmesi, ödenmesi gereken dış borçlar nedeniyle, ülkemizin yabancı para girişene adeta bağımlı olduğu görülüyor, ona göre önlemler alınması gerekir... İşte dolar, bunlardan dolayı bir türlü artışa doymuyor! Son olarak...
Bir ülkede siyasi istikrar olmasına rağmen, ekonomik istikrar olmuyorsa, bunun yanlış uygulanan hukuk kuralları (AYM nin Kararının Tanınmaması) Yargımızın hem ulusal düzeyde, hemde küresel düzeyde güven kaybetmesine dayalı olabilir... Ayrıca bulunduğumuz coğrafyada emperyalist operasyonların, Ak Deniz, S-400, Yunanistan’ın sorunlu tavırları derken... Dolar bir türlü hazineye dolmuyor, artışa doymuyor... Sorun nasıl çözülür için notlar...
Biz vatandaşlar, bu gibi olaganüstü durumlar da kendi aramızda dayanışma saglamalıyız, varsıllar yoksulların yanında olmalı, patronlar daha önceki krizilerde olduğu gibi hemen işçi çıkarma yoluna gidilmemeli, zaten işçi çıkarmak yasak... Yerel yönetimler gıda sorunu yaşayan vatandaşlara, minnumum beslenmeye dönük gıda yardımları, toplu ulaşım da 50*60 otobüs bileti, su 10 metreküp kadarı bedava gibi yardımlar.. Genel yönetimin yani hükümetin ise.. Acilen krumların Kurumsal güvenilirliliklerinin saglanması, kamu savurganlığından vaz geçmesi, vatandaşdaştan bir tasarruf bekleniyorken, kamunun iki tasarruf edilmesi, arac, bina kiralama, giderlerinin yarı yarıya kısılması... Servis, büro giderlerini yarı yarıya kısılması, kısacası egitim, saglık, güvenlik, AR*Ge dışında her alanda yarı yarıya kısıtlama yapılması.. Hükümetin 10’un üzerinde ki ucakların en az 7’sinin satılması, kamunun da tasarruf ediyor izlenimi için gerektiği düşüncesi için gereklidir.... Üretime neden olmayacak, kamu binalarının projelerinin askıya alınması, şu anda yapımı devam edenler için önlem alınarak ertelenmesi yoluna gidilmesiyle.. Kamu Personeli giderlerinin yarı yarıya azaltılması, bunu yaparken emekliligi gelmesine rağmen çalışmaya devam edenlerin, emekliliğine 1-2 yılı kalmış olanların öncelikle emekliliğinin sağlanmasının böylece yapılacak tasarrufların bir bölümün en düşük gelir grubuna geçimlik olarak verilmesinin... Geri kalanlarının sanayi ve tarım da gerekirse para basılarak üretecek olanların teşvikinin sağlananarak, bu teşviklerin üretime dönüşüm dönüşmediği titizlikle takip edilerek üretim yoluyla bu gelmiş ve gelecek olan krizlerden toplumumuzu en zarar la çıkarabiliriz umuduyla... Selam ve Sevgilerimle...
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 2.11.2020
|