NE ÇEKTİNİZ BE ARKADAŞ !!!

Kalecilerin işi zordur futbol ile ilgilenenler bilir. Dünyanın en iyi kalecilerinden biri de olsanız yiyeceğiniz bir gol önemli bir maçın kaybedilmesine, taraftarların size düşman kesilmesine, kendinize olan güveninizin yitip gitmesine ve akabininde mutsuz olmanıza neden olabilir. Özellikle Türkiye’de bu işi icra ediyorsanız vay halinize… Malum nankör meslektir!

Biz insanlar değilizdir nankör olan dikkat ediniz mesleğin kendisidir. Çünkü biz asla kendimizi o kefeye koymayı istemeyiz öyle olsak bile kabul etmeyeceğimiz bir huydur bu Aslanım diye övülmek varken kim eşek olmak ister ki? Oysa ikisi de hayvan…

Neyse açıklamaları uzatarak yazının anlam bütünlüğünü bozmayayım malum daha siyasete geleceğiz. Nankör meslek olan kalecilik ile ülkemizde ne yazık ki meslekleşen siyaset arasında da ince bir çizgi ile benzerlik olduğunu düşünüyorum.

Örneğin; Halktan bir kesimin hakkının yenmesine göz yummayan bir siyasetçi bulunduğu konum sebebiyle toplumun gözü önünde olmadan arkaplanda elinden gelen mücadeleyi veriyor. Elbette bu sadece muhalif olduğu partiye karşı bir duruşu değil kendi partisi içinde de bu suç işleniyor ise ona da sessiz kalmıyor. Ve olan oluyor, artık o parti içinde sevilmeyen bir insan. Dışlanan, bir çok konudan uzak tutulan, arkasından konuşulan mimlenmiş bir şahsiyet. Bu elbette göreceği doğal bir tepki yalnız asıl acı olan makam sahibi olamadığından (oldurulmadığından) imkanları belli dolayısı ile halk gücü seven ve görülen medyatik hikayelerin arkasını araştırmayı sevmeyen bir yapıda olduğundan ne yazık ki halk tarafından da sevilmeyecek(sevdirilmeyecek).

Bu yazı nereden çıktı derseniz, kalecilerin durumuna üzüldüğümden kendilerini meslek olarak yalnız hissetmesinler diye yaşanan hayatın içinden bir enstantane ile kendilerine bir nankördaş insan örneği vermeyi ivedilikle mühim gördüm.

Sağlıcakla kalın.

Hee bu arada unutmadan bir Galatasaraylı olarak Fenerbahçe’yi canı gönülden tebrik ediyorum…

Emre Akkıran >> www.vatandasfikri.com