İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
HAS PARTİ VE BİR SİYASET OYUNU

HAS PARTİ VE BİR SİYASET OYUNU

                Bu yazıyı yazarken bence bir bakıştan daha çok objektif bir bakışa odaklanmaya çalıştım. Bazen iğneleyici veya genelin kabul etmediği etmeyeceği sözler ifade edebilirim bunun yanı sıra elbette ifadelerimde yanılıyor da olabilirim lakin susmak yerine yazmayı uygun gördüm sürçü lisan ettiysek affola .

                Günümüzün siyasetçileri arasında fikir adamı olarak nitelendirebileceğimiz veya lider olarak görebileceğimiz çok az sayıda insan olduğunu biliyoruz. Bunların arasında hitap gücü yüksek seversiniz sevmezsiniz lider niteliklerinin çoğuna sahip bir adam recep Tayyip Erdoğan var birde fikir adamı üslubu güzel bir insan yine seversiniz sevmezsiniz size kalmış Numan kurtulmuş bulunmaktadır.

                Gündeme baktığımızda bu ikilinin çok sık bir arada olduğu haberler görüyor duyuyoruz. Bu haberler ise bu ikiliden daha çok üçüncü şahıslar aracılığı ile gündeme düşüyor (bu isimlerin açıklamaları yazımda yer bulacaktır).

                Gelelim konumuzun asıl mevzuuna; kaçınılmaz olan devlet yönetiminde ki siyasi oyunların olduğu gerçeğidir. Bu siyasi oyunların hayır mı şer mi olduğunu ise bize zaman gösterecek elebette. Bizlere ise siyasi analiz yaparak sadece yorumlarda bulunmak, elde olanlar görülenler ile tahlilde bulunmak düşüyor. Ben de bu yazımda bir takım tahminlerde bulunmak, kendimce sorular sormak istiyorum.

                Kasım 2010 bir parti doğuyor ne siyasa ne piyasa önce insan diyerek, Karunlarla, belamlarla, firavunlarla savaşacağını mazlumun sesi olacağını söyleyerek, kibir kulelerinden inin Filistine bakın, Afrikada ki aç insanlara bakın, ülkemizde ki adaletsizliğe bakın, artık diye yön gösterek farklı bir üslup ile siyasete format atacağını söyleyerek vs. seçimlere giriyor 328 bin kişiden oy alıyor buna rağmen yılmıyor halkın sesi olmaya devam ediyor tam iki yıl boyunca insanların sizi seviyoruz demesine doğru söylüyorsunuz demesine rağmen hiçbir şekilde maddi manevi insani katkı sağlamamasına rağmen yolunda gidiyor. Derken bir gün bir haber ortaya çıkıyor ki AKP, MYK sında bir konuşma olmuş sayın Kurtulmuş, ve sayın Soylu, AKP ye geçsin mi? işte Türkiye’nin siyasi oyunlarına bu andan itibaren medya ile tanık oluyoruz. Bu sızıntının hemen ardından Hüseyin çelikten bir açıklama geliyor.

 

                PİŞMAN OLDUK DESİNLER

Ama Sayın Numan Kurtulmuş ve Sayın Süleyman Soylu dostlarımız geçmişte bu yaptıklarından nedamet duyarak 'Ya biz o gün o lafları ettik ama o laflar doğru değildi. Biz o gün bazı fikirler ileri sürdük. Ama bugün görüyoruz ki AK Parti'nin durduğu yer Türkiye'nin menfaatleri açısından geleceğimiz açısından daha doğru bir yerdir. AK Parti tüzüğünü ve programını benimsiyoruz. Ve bu şekilde geliyoruz'. Derlerse bu arkadaşlarımız. Baş göz üzerine deriz ve kucağımızı geniş açarız. Biz kitle partisiyiz.

                Bu sızıntı nasıl oldu? sayın Çelik bu açıklamaları nasıl yapabildi ? tamamen kendi insiyatifindemiydi yoksa sayın başbakandan onay alınmışmıydı ? burada ki ifadeler ile kime bir gönderme yapılıyordu tabiri caiz ise bir ayağını denk al ifadesimiydi bu ?

                Bu açıklamalara en sert mesaj ise has parti kanadından sayın kazım arslan’dan gelmişti ;

"Has Parti yetkililerine göre, Kurtulmuş, Ak Parti'den bu şekilde hiçbir talepte bulunmamıştır. Ak Parti'liler kendi içlerinde konuştukları konuyu HAS Parti'ye mal ediyorlar. Kendi parti kurullarında konuşulduğu iddia edilen bir takım değerlendirmelere dayanan haberlerden yola çıkarak, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'la ilgili yapmış olduğu bu açıklama, son derece seviyesiz ve yakışıksızdır. Hüseyin Çelik, kendi kendine gelin güvey olmaktadır yada kendi çalıp kendi oynar durumundadır. Ak Parti'nin, kendi iç tartışmaları ile ilgili olarak, bir başka partiyi ve liderini işin içerisine çekerek ne yapmak istediği de manidardır"

"HAS Parti ve Numan Kurtulmuş, kendilerinden böyle bir talepte mi bulunmuştur ki, Hüseyin Çelik, böylesine pervasızca bir beyanatta bulunabilmektedir"

Peki, bu verilen cevaptan sonra ne oldu? AKP kanadından bu cevaba süreçte nasıl karşılık verildi. Bu sırada kamuoyunda Erdoğan sonrası başbakanın Kurtulmuş olacağına yönelik bir algı oluştu veya oluşturuldu. İşte burada devreye giren isim Sayın Ekrem Erdemdi. Erdem nasıl bir açıklama yapmıştı peki hemen bakalım;

 " Bize o kanattan böyle bir talebin olduğu şeklinde gelince bizim kanaatlerimiz alındı. Biz de kanaatlerimizi ifade ettik"

"Bu onların düşüncesidir. Herkes sevdiğini bir yerde görmek ister"

"Bu ne zaman olur bilemiyoruz yani bu bir büyük kongrede mi olur, başka şekilde mi olur onu bilemeyiz”

“partilerine bir ayda 300 bin kişinin üye olduğunu, misyon ve vizyonlarını benimseyen herkese kapılarının açık olduğunu vurguladı.”

“Biz katılımlara negatif yaklaşmayız ama bunu yaparken de bir pazarlık şeklinde yapmayız”

                Burada yapılmak istenen Has Parti ve Kurtulmuşun itibarsızlaştırılmasımıydı? Peki, bu açıklamalarda mı başbakandan habersiz yapılmıştı? Başbakanın kendi partisine katılmasını istediği bir Kurtulmuş vardı elbet ama bu katılımda kurtulmuşun elini zayıflatmak mı istiyordu? Bu zayıflatma taktiği bir ters algıya sebep olup AKP içinde birçok güç odağı olduğu artık başbakanın eski otoritesinin olmadığını düşündürmemişmiydi halka? Yoksa halk nasılsa çabuk unutur düşüncesiyle olayın kahramanları mı bir tek yıpranıyordu?

                Yinede bu ithamlara verilecek cevap elbette olayın gerçek kahramanından gelecekti! Sayın Kurtulmuş, Erdeme nasıl bir cevap vermeliydi, bu cevap bir yeter artık eyleme geç anlamındamıydı başbakana bilemiyoruz takdir sizin.

"İktidar partisinin içerisinde Sayın Başbakan'ın ifade ettiği sözlerle birlikte başlayan bir süreç var. Bu süreç AK Parti'nin içerisinde konuşulan bir konuyu esas alarak bazı kişiler süreci Numan Kurtulmuş ve HAS Parti’yi itibarsızlaştırma şekine dönüştürmeye çalıştılar. Ve bu çabanın içedisine girdiler. Bunları gülerek takip ediyoruz. Ancak bu kamuoyundeki beklenti dolayısıyla bu açıklamayı yapmak durumundayız. Herkes şunu bilsin ki Numan Kurtulmuş ve HAS Parti'yi itibarsızlaştırma niyeti varsa, ki öyle görülüyor zor tutar.

Çünkü Numan Kurtulmuş ve HAS parti itibarını bir günde kazanmış değildir. Yıllar içinde oluşmuş her sözü, her fiili, attığı her adımı milletin neredeyse tamamı tarafından takip edilmiş ve takdir edilmiş olarak bugünlere geldik. Kimse boşuna böyle bir çabanın içine girmesin. Bu çabalar hiç kimseye fayda etmez.     

                Sayın Kurtulmuşun, bu açıklamaların akabininde Başbakanın daveti ile başbakanlıkta bir görüşme oldu resmi davet geldi, ardından bütünleşme süreci başladı. Görüşme çıkışında bir basın açıklaması yaptı sayın kurtulmuş.

''HAS Parti, yeni Türkiye'nin kurulması için fikirleriyle, görüşleriyle, söylemiyle, üslubuyla, ortaya koymuş olduğu programıyla Türkiye'de yapmış olduğu projelerle ve süreçlere olan katkılarıyla önemli bir boşluğu dolduruyor''

''Sayın Başbakanımızın, HAS Parti ile AK Parti'nin bütünleşmesi konusundaki tekliflerini, davetini bugün aldık. Karşılıklı olarak konuyla ilgili görüşlerimizi paylaştık''

                Bu görüşme sonrası ise MKY lar, ardı arkası kesilmeyen toplantılar yapıldı; sonuç olarak bir takım muhalifler olmasına rağmen Has Parti de genel manada Kurtulmuş’a (bütünleşmeye) destek kararı alındı. Bu süreç devam ederken bir sürü spekülasyonlar doğdu, halkın pozitif ya da negatif tepkileri yoklandı, millete nasıl hizmet ederiz soruları soruldu, bu bütünleşme ne kadar faydalı olur bunun hesapları yapıldı vs. ( şahsen ben bütünleşme içine girmeme taraftarıydım lakin siyasetimizin yanlışlara dur diyebilecek doğru bir muhalefete daha çok ihtiyacı var Tükiyenin)

                Ve en son Hüseyin çelik ile Bülent arınç bir takım açıklama da bulundu bunları da hemen altta yazıyorum.

Hüseyin çelik:

“Has Parti’yle bütünleşme sürecinin MKYK’da olumlu karşılandığını ve önümüzdeki süreçte Numan Kurtulmuş’un ve Demokrat Parti eski Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun Ak Parti’ye katılacağını belirtti.

Bu bütünleşme sürecinde hiçbir koltuk ya da makam pazarlığının olmadığını söyleyen Çelik, Ak Parti’nin prensiplerine sahip herkese kapılarının açık olduğunu belirtti.”

 

Bülent arınç:

''Onlar nasıl bir karar alacaklar bilemiyorum ama iki partinin birleşmesi söz konusu değil. AK Parti adına böyle bir şey söz konusu değil. HAS Parti, kendini feshederek AK Parti'ye katılma noktasında bir karar alır mı bilemem?''

 

Bu açıklamalar sonrasında gelelim tahmin ve tahliller noktasına

                Sayın kurtulmuş bu ülkenin ihtiyacı olan bir muhalefet boşluğunu dolduruyor, insanları üslubu ile etkiliyor, ifade ettiği yüksek idealler ile insanları mest ediyor her kesimden insanın onayını alıyordu.

                Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanlığına oynuyor ama aynı zamanda AKP deki gücünü korumayı hedefliyordu. Numan Kurtulmuş’a daha öncelerinde 3 defa teklif götürmüş her seferinde negatif cevap ile karşılanmıştı.  Mevcut siyasi durumda ise karşısında birçok rakip ve güç odağı bulunuyordu bu isimlerden biri her ne kadar kardeş gibiyiz dese de Sayın Abdullah gül’dü, güç odaklarında biri ise aralarında husumet oluşan cemaat idi.

                Bu süreçte gerçekten ifadelerine yakından tanık olduğum Kurtulmuşun bu ülkeye nasıl hizmet edebilirim, küçük bir ihtimalde olsa faydalı olabilirim düşüncesi ile hareket ettiğini rahatlıkla ifade edebilirim. Ama bunca entrikanın döndüğü bir ortamda nasıl halk için çalışılabilir bilmiyorum. Bana öyle geliyor ki Has Partinin güçlü bir muhalefet olması alternatif bir parti olması bir takım kişileri zora soktu. Bilinen bir gerçek var ki muhalefeti sevmeyen bir iktidara sahibiz. Bu iktidar doğru işler yapsa da bazen güç zehirlenmesinden ötürü yanlış adımlarda atmış ve bu yanlışlara kimse dur dememiştir. Has Parti bu açığı çok güzel dolduruyor insanlar has partinin sözlerine katılıyordu. Buda güçlü bir söz söyleyenmuhalefet partisi anlamına geliyordu. Lakin insanların kuru kuruya sözlere katılmaları bir şey ifade etmiyor sistemin gerçeğini yok etmiyordu. Bu gerçek ne diye sorulursa insan gücü ve maddi imkânlardı. Has Parti bu engelleri aşmakta hep zorlandı ve artık muhalefet yokluğunu meclis dışında dahi olsa dolduran bu parti halka hizmet noktasında zorlanmaya başlamıştı.

                Bu andan itibaren komplo teorileri üretilebilir. AKP nin yeni bir kana ihtiyacı olduğu gibi yahut muhalefetin sindirilmesi, yaşadıkları güçlükleri kullanarak gelin burada halka hizmet edin gibi ifadelerin cezp ediciliği, yâda bir liderin yumuşak karnını kullanarak parti içi karmaşıklığa neden olup güçlü sözlerin sessizleştirilmesi bir umuda dahi tutunacak duruma getirilmesi olabilirdi. Nitekim bu sürecin sonunda ne olacak bilinmez belki bir fikir adamı Türkiyenin gelecekte ki lideri olacak, belki bir bakan olarak siyasi hayatına devam edecek, belki de bir köşede joker olarak tutulacak. Bunları kimse bilemez lakin son açıklamalar ile Çelik ve Arınç bir siyasi oyunun hamlelerini hazırlıyorlar gibi.

                Ya Kurtulmuş, oraya güçlü gidecek ve zamanla kendi teorilerini gerçekleştirecek net adımlar atacak ve buna AKP bünyesinde yol verilecek ya da tüm siyasi geleceğini bir takım insanların insafına bırakacak ki buda kurtulmuşun gücünü ve yapmak istediklerini zayıflatacak işte o vakit Türkiye bir fikir adamı bir güzel insanı kaybetmesi söz konusu olacaktır buda Türkiye’nin geleceğine büyük bir darbe anlamı taşır. Allah hakkımızda hayırlısını versin ve bağımsız hür önce insan diyebilen güçlü bir Türkiye olabilmeyi nasip etsin inşallah! Dualarımızdan ve beklemekten başka yapabileceğimiz pek bir şey bırakılmadı bizlere …

www.vatandasfikri.com >> Emre Akkıran <<

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
Derdimiz; s.o.s yal ağ
Sınıfsal ayrılıkların ortak yalnızlığı
Yasak meyvenin siyaseti
NE ÇEKTİNİZ BE ARKADAŞ !!!
Öc alan !!!
İslamofobi ve islamifobi
Medeniyet kavramı
ŞABLON SİYASETİ VE EĞİTİM
TEKNİK ÖĞRETMENİM, KÖLEDİR BENİM
Kazıklı bayramlar
Bir ipretlik hikaye
Muhalefet stiline genel bakış
Bir hikaye misali unuttuklarımız (kardeşlik)
türk futbol sistemi
LİDERLERE BAKIŞ AÇISI
TERÖRİZM
ARKADAŞA MEKTUP
GÜÇLÜ SİYASET, GÜÇLÜ DEVLET
HAS PARTİ VE BİR SİYASET OYUNU
SİYASET NEDEN YAPILMALI?
Arakan
EKONOMİ  
Tasarruf şart, şartta kim yapacak?
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
İTAAT, TEPKİ ARASINDA SIKIŞAN İNSAN!!!
FİKRİ ADİL

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

TOPLUMSAL  
DİN NEDİR, NE DEGİLDİR?!?!
SITDIK FANİ

SİYASET  
MUHALİFLER İTTİFAKLAMI, İTTİFAKSIZ MI?
M.Akif GÖKALP

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

ÖNERİLER  
KİLO SORUNUMUZ SAGLIK SORUNUNA DÖNÜŞMESİN
DERMAN ABİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft