|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
GÜÇLÜ SİYASET, GÜÇLÜ DEVLET |
GÜÇLÜ DEVLET, GÜÇLÜ SİYASET
Ey insanlar; bilinmelidir ki dünyada güç sahibi olan güçlü devletler uzak hedefleri belirler ve onlara ulaşmak için gerekli gördükleri planları uygularlar. Gelişmesini tamamlayamayan ya da az gelişmiş olan ülkelerde ise hedefler yakın zaman dilimleri içerisinde planlanır. Bu hesap bir insan hayatı kadarını kısmen yaşanır kılsa da devlet hayatı kadarını sefalet içinde güce/güçlüye boyun eğerek mahkum geçirmeye neden olur. Kısaca bugün güzel gibi görünen altın tas içindeki zehir yarın bizi ölümle yüzleştirecektir. Bu neden ile yakın hedefler için değil yüksek idealler için siyaset yapmak, planlamaları bu idealler çerçevesinde hazırlamak gerekir; artı hazırlamakta yetmez gerçekçi yaklaşımlar ile de uygulamak mühimdir.
Kapitalizmin en büyük oyunları arasında insanları çağdaş köle yapıp hayat şartlarıyla boğuşturmak yatar. Böylelikle kimse kolay kolay aklını yönetim şekillerine, sisteme, düzene yormaz düşünmeyi fikir üretmeyi pasifize etme yöntemidir bu. Birde medya ile insanları korkutarak öğrenilmiş çaresizlik duygusunu aşılarlar topluma akabininde de anarşiyi tehdit olarak elinde tutar dönem dönem ellerinde tuttuklarını gövde gösterisi yapar gibi kamuoyuna sunarlar. Bu sistem böl, parçala ve yönet olarak da lanse edilebilir. Bu güç dimaniklerinin ellerinde olmasının en büyük nedeni sizce nedir ? Bence din anlayışlarıdır !
Bir kaç örnekle anlatayım. Örneğin; İsrail hem bir ırk hem de bir inanç unsuru olan yahudilik ile yüz yıllarca vatansız, topraksız kalsalar bile yok olmamışlardır. Çünkü yahudilik doğuştan gelir sonradan olunmaz böylece asimile edilemezler. Ayrıca tüm insanlar israiloğullarının kölesidir ve vaadedilen topraklar onların dünyayı yönetecekleri topraklardır. Bu hedeflerini inandıkları inanç sisteminden alırlar ve hayatlarını da planlarını da bu uğurda düzenlerler, zulmü kendilerince ibadet olarak kabul ederler. Gelelim hristiyanlara onlar da doğan her çocuğun günahkar olarak doğduğuna inanırlar, vaftiz edilmeyen herkes günahkardır ve onlar sömürülmeli ya da öldürülmelilerdir. Bunlar inandıkları inançlarının gereğidir onlar için.(bizim için ise onlara inen kitaplarda islamı anlatır. O kitapların indiği peygamberleri kabul ederiz oysa onlar hz. Muhammed (sav) inanmazlar ve reddederler) kısacası onlar için insani hakları olan kişiler sadece kendi inanç sistemlerinde ki kişilerdir ve onların dışında kalan herkese zulüm serbesttir. Onlar bu kitapları tahrip ederek siyasi güç adına kendi çıkarlarınca değiştirmişler ve kendi sözlerine bağlı kalarak zalimliği zulümü meşru göstermişlerdir. Bizler ise hak dini olan islama, tahrip edilemeyen kurana karşı bir uzaklaşma vardır. İyiliği doğruluğu emreden güzelliği öğüt eden zulüme karşı tek millet olun diyen inancımızı hor görmek gerici olarak nitelendirmek ne kadar doğru olabilir ki. Eğer bilmiyorsak öğrenmiyorsak yanlışı doğru sanarız ve kulağımıza hoş gelene nefsimize uygun düşene uyar misyonerlere (siyonizme) inanmayı tercih ederiz. Aklını kullanamayan toplumlar buna maruz kalırlar ister istemez asimile olurlar.
Bizim dinimizde zulüm yoktur mazluma yardım vardır, sömürü yoktur insan hakları vardır, gayrimüslim ile gavur arasında fark gözetilir. Sana zulüm etmeyen senin topraklarında yaşayan farklı inançda ki insanların güvenlikleri ve her türlü haklarını korumak müslümanlara vebaldir inancımızda ki zımmi kavramı ile bu net bir şekilde ifade edilir. Lakin bu derece insana kıymet veren bir inancı hiçe saymak ya da bu güzel inancı dinci( dinci kelimesi hep ilginç gelir bana, sucu, sütçü gibi sattığı ürünle anılan zanaatkar misali) muhafazakar diye kendilerini adlandıran (istisnalar hariç) din simsarları ile yaralamak en büyük insanlık ayıbıdır.
Velhasıl kelam güçlü devletler uzak hedeflerini hep dini inançlarına dayanarak yaparlar. Güçsüz devletler ise sadece günü kurtarır, güçlü devletlere özenip onların safında yer almaya can atarlar ve onların poh pohlamaları ile tavuğa aslan kesilir kendilerini büyük sanırlar. Artık Türkiyenin gününü kurtaracak yakın hedeflere veya poh pohlamalar ile ortadoğuda maşa olmaya değil yüksek ideallere ait plan proje ve programlara ihtiyacı vardır bu toplum bu millet bunu hakediyor.
Güçlü devlet, güçsüz devlet ayırımı böyle yapılır ve güçlü olmanın yolu gercekci planlardan geçer, planlarını disiplin içinde uygulamadan geçer. Bunun içinde kendi degerlerine dayanan kültürün vatandaşlarca ve devletinin kurumları tarafından özümsenmelidir.
Ancak böylece Dünyaya yön verecek hak, adalet ve eşitlik için yeni bir medeniyet hareketine farklı bir siyasete doğru yol almak günün ve geleceğin yöneticilerinin boynunun borcu, bunları takip etmek de millet olarak bizim üzerimize vebaldir vesselam ...
Emre Akkıran www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|