İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
Medeniyet kavramı

 

medeniyet kavramı

Medeniyet kelimesi ile uygarlık kelimesi arasında hem kavramsal hem de yaşanış tarzı olarak çok farklılıklar vardır. Medeniyet kelimesi köken olarak aslında İslama ve Medineye dayanmaktadır. Oysa uygarlık kavramı ise batılı yaşayış tarzına örnek teşkil eder ve bireysel yani sivil yaşayışı temsil eder. Bu nedenle civizilation kelimesinin Türkçe karşılığı uygarlık olsa bile aslında medeniyeti temsil etmez. Çünkü medeniyet toplum olarak yaşamayı öngörür. Kısaca örneklemek gerekir ise; Sivil yaşamda bir birey aşırı zengin olabilir ve bunu kimse eleştiremez ( her mahallede de bir milyoner hayali gibi) oysa İslam da yani medeni yaşamda komşun aç iken en tok yatamazsın.

Yukarı da ki açıklamalarımdan sonra konuyu kavramların yaşamlarımız üzerinde ki etkisine getirmek istiyorum. Çağdaşlığı ve uygarlığı hep batılı yaşam tarzlarında arayan biz Müslümanlar ne yazık ki hep hataya düşmüşüz. Bunun karşılığında ise kapitalist düzenin türlü türlü sömürgeciliğine gönüllü olarak maruz kalmışız. Aslında her türlü imkânımız olsa bile yaşadığımız topraklarda, toprağın bize verdiklerini, yeraltının cevherlerini hiç önemsememiş taş binalara (kibir kuleleri), kılık ve kıyafete, eğlence şekillerine değer vermişiz. En basitinden kendi müziklerimizin ve çalgı aletlerimizin yerine batı kültürünün müzik ve enstrümanlarını ilerici görmüş özümüze uzak bir yaşayış tarzını benimsemek adına kendimizi zorlamışız devlet eli ile zaman zaman zalimlik de yapmışız.

Bu yanlış politikaları ister istemez bu toprağın çocukları kabul edememiş özü ile diretilen arasında kalan arafda bir kültür ile genetiği bozuk nesiller ortaya çıkarmışız. Bu nedenle batı uygarlıkları kendilerine has yaşam tarzlarını inanç esasları ile bir arada yaşarken bizler medeniyetimizi uygarlığa dönüştürmek adına inançlarımızdan uzaklaşmış buna rağmen doğal olarak tamamen kopamamışız. Bunun sonucu namaz kılmayan ama namaz kılanı seven bir Müslüman topluluk oluşmuş, siyasi güçlerde bu unsurları kullanarak milleti etkilemiş kibir kuleleri ile yandaşlarını zengin ederken toplumun büyük kısmını batı mimarisi ile yapılan camiiler ile kandırmıştır.

İhtiyacımız olmayan birçok şeyi bize ihtiyaç gibi sunan ve lüks tüketimi özendiren bir sistemin üretmeyen kurbanları olarak köylerden şehirlere insanları çeken ve bununla övünen iktidar ve muhalefet güçleri, batının yönlendirmelerinden uzaklaşmadığı ve yerli olmadıkları sürece gidişat ne yazık ki millet olarak çağdaş köleliğe doğru uzanmaktadır. Ermenistandan hayvanlarımıza üretemediğimiz samanı 90 kuruşa alıyor ve köylümüz o samanlar ile besledikleri hayvanlarından elde ettiği sütün litresini 90 kuruşa satmaya mecbur bırakılıyor ise köylü hayvanını keser ve şehre yerleşir. Böylelikle ileride doğacak süt kıtlığına çözümü yine ithalatta ararız bu da bizi üretim toplumundan tüketim topluma dönüştürür (tarım ve hayvancılık ayrıca mesleki eğitim bu konuda tek çözüm noktasıdır). Bakınız kentleşme ile büyüyen metropollerimiz 5 - 6 adet ve bu neredeyse tüm Türkiye’nin nüfusuna eş hale geliyor. Bunun çözümü Osmanlı hane sisteminin incelenmesinde yatıyor. Antik yunan yapılanması yerine tımar sistemli Osmanlı planlanması bir gericilik akımı değil muhtaç olmadan üretebilmenin ilerici ülke politikasıdır. Köy, mahalle ve şehir yapılanmaları batı gücüne muhtaç ekonomi temelli olarak değil iktisadi olarak ele alınmalıdır. Batı uygarlıkları, sivil güçlülüğü hak diye diretirken bizim özümüzde olan medeniyet arzusunu toplumsal bir felaket ile yok etmektedir(bireysellik etnik ve mezhepsel ayrılığı da ortaya çıkarır). Elbette bu yok edişin altında yatan BOP un bölgede gerçekleştirilme niyetidir ki bu başlı başına farklı bir konu teşkil eder.

Bilmek ve önemsemek lazım teknoloji bizleri inanç emirlerinden uzaklaştırıp batılı güçlerin himayesine muhtaç bırakıyor ise o teknoloji nimet değil lanet diye nitelendirilebilir. Çözüm çağdaşlık diye yutturulan emperyalist güçlerde değil özümüzde yatmaktadır.

www.vatandasfikri.com >Emre Akkıran<

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
Derdimiz; s.o.s yal ağ
Sınıfsal ayrılıkların ortak yalnızlığı
Yasak meyvenin siyaseti
NE ÇEKTİNİZ BE ARKADAŞ !!!
Öc alan !!!
İslamofobi ve islamifobi
Medeniyet kavramı
ŞABLON SİYASETİ VE EĞİTİM
TEKNİK ÖĞRETMENİM, KÖLEDİR BENİM
Kazıklı bayramlar
Bir ipretlik hikaye
Muhalefet stiline genel bakış
Bir hikaye misali unuttuklarımız (kardeşlik)
türk futbol sistemi
LİDERLERE BAKIŞ AÇISI
TERÖRİZM
ARKADAŞA MEKTUP
GÜÇLÜ SİYASET, GÜÇLÜ DEVLET
HAS PARTİ VE BİR SİYASET OYUNU
SİYASET NEDEN YAPILMALI?
Arakan
EKONOMİ  
Tasarruf şart, şartta kim yapacak?
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
İTAAT, TEPKİ ARASINDA SIKIŞAN İNSAN!!!
FİKRİ ADİL

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

TOPLUMSAL  
DİN NEDİR, NE DEGİLDİR?!?!
SITDIK FANİ

SİYASET  
MUHALİFLER İTTİFAKLAMI, İTTİFAKSIZ MI?
M.Akif GÖKALP

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

ÖNERİLER  
KİLO SORUNUMUZ SAGLIK SORUNUNA DÖNÜŞMESİN
DERMAN ABİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft