İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
Bir hikaye misali unuttuklarımız (kardeşlik)

        Bir hikaye misali unuttuklarımız (kardeşlik)

    Bir çok insanın bulamadığı imkanların bolca olduğu bir yer düşünün. O yerde bir sürü devletin doğduğunu, bir çok medeniyetin kurulduğunu, dünya dillerinin ilk kez konuşulduğunu vs. Böyle bir yerin tüm imkanlarının iki kardeşe nasip olduğunu düşünün birde. Dört mevsimin en güzel yaşandığı, etrafının türlü güzelliklerle birlikte denizlerle çevrilmiş olmasının verdiği çeşitlilik, iki kıtayı bir birine bağlayan bir köprü misali oluşu ile çok büyük bir önem arz etmesini düşünün. Tüm bunlar iş bu ya yüz yıllarca bir arada mutlu mesut yaşayabilen iki kardeşe kısmet olmuş işte.

     Asırlardır aynı toprakları aynı telaşla, canla başla savunan iki kardeş düşünün. Açlığı da birlikte yaşamışlar tokluğu da. Seneler boyunca aynı toprağa ekin ekmişler, aynı ekini pişirmişler, aynı tastan yemişler. Kazandıklarını bölüşmüş, birbirlerine her şartta destek olmuşlar. Ta ki bir gün aralarına farklı düşünceler, türlü entrikalar girinceye kadar.

    Bunca yılın kardeşleri birbirlerinden nefret eder hale gelmiş ! Bir habil bir kabil olamamışlar da aslında. Çünkü ikisi de habilken ikisi de kabil olmuş artık. Biri diğerine ne diyor, ne yapıyorsa öteki ondan eksik kalmamış. Araya giren her ne ise büyümüş büyümüş. Aynı topraklar üzerinde ekinlerin kavgalarından eski tadı vermesini bırakın artık büyümüyormuş bile. Pişirdikleri aşı bir gün biri yerken diğeri izler olmuş. Türlü türlü acılar almış kardeşliğin yerini.

    Bu acılar ile birlikte tüm bu güzelliklere gıpta ile bakan topluluklar kardeşlerin bu kavgasını fırsat bilmiş. Aralarına bir şekilde soktukları fitneyi ateşledikçe ateşlemişler. Senin tenin farklı, senin boyun farklı, senin aksanın farklı, dilin dinin farklı demişler kulaklarına. Hep farklılıklardan bahsetmişler bu kardeşlere, birini diğerinden üstün olduğunu düşündürtmekmiş amaçları hep. Ne kadar şeytani bir vesveseleri var ise artık her ateşledikleri fitnenin mayası tutmuş bu kardeşlerde. Birbirlerine başkalarının fitneleri ile saldırmışlar. Yabancı insanların sözlerini söylemişler. Hep biri diğerini gördüğünde yaftalamış, aşağılamış, canını acıtmış. Ve en büyük eksiklikleri araştırmamak sormamak sorgulamamakmış bu kardeşlerin o nedenle hep birbirlerinde bulmuşlar suçu. Bu fesatlığı bu kardeşlerin arasına ekenlerin elbette başka planları varmış en başından beri, tüm zaaflarını bilerek atmışlar her adımlarını o nedenle.

   Zaten bu fitne ve fesat bu yüzden iki kardeşin arasına kolay ve etkin bir şekilde atılmış. Cennet misali toprakları bu iki kardeşe bırakmamak adına birbirlerine kırdırmak fikrini nasıl bir şeytanlıktır bilinmez sokmuşlar bir şekilde aralarına artık zamanla kardeşliklerini bile unutturmuşlar. Ufak ufak hatırlasalar da bir takım anıları hemen müdahale etmiş o çakal sürüsü insanlar, her an kontrol atında tutmuşlar nabzı, planları öyle güçlüymüş ki kardeşlerin önüne asırları unutturacak derecede büyük duvarlar örmüşler. Ne güneşi görebiliyorlarmış artık nede seslerini duyabiliyorlarmış vicdanlarının.

    İşte böyle bir hikayeymiş Türkler ile Kürtlerin kardeşliği. Yıllarca hiç bu tarz sorunları yaşamadan din, dil, ırk ayrımı yapmadan birlikte yaşamışlar bu güzel vatan topraklarında. Boş sözlere kulak asmamışlar hiç mesela "biri zaten buradaymış diğeri bir başka yerden gelmiş" "yahut biri üstün ırkmış diğeri azınlıkmış" falanmış filanmış bunları hiç düşünmeden birlikte yaşayıp birlikte ölmüşler yıllardır. Alevisi sünnisi bu topraklarda aynı kültürü taşımışlar sırtlarında. Aynı kurtuluş savaşını vermişler. Haçlıların saldırılarına aynı cevabı vermişler birlikte. Aynı yoksulluğu paylaşmışlar komşu evlerde. Urfanın şanı olmuşlar, Antepin gazileri, sarıkamışın soğuğa meydan okuyan çocukları olmuşlar, Çanakkale destanını aynı acılarla yazmışlar. Tüm bu büyük imzaları atarlarken birlikte tarihe ne olmuşta bir şekilde girmiş ufak ama derin ayrılıklar araya ? Ulus devlet olmaya çalışmak, ötekileştirmek, söz sahibi olmaya çalışan baskın bir ırk oluşturmaya çalışmakmıydı bu kardeşliğin önüne geçen ? Millet olmayı unutmakmıydı ? Yanlış politikaların unsurumuydu ? Yahut sürekli telaffuz ettiğimiz inancımızın sosyal yaşantımıza yansımasında ki eksiklikmiydi ? Ne olduğumuzu unutmak bir başkalarına özenmekte ki ısrarımızmıydı ? Belki hepsi, belki hiç biri ama birileri bir şekilde bu kardeşliğin önüne geçebilmişti ! Şimdi bu vatan dediğimiz kara parçasında iki kardeş birbirini yerken çakal misali bekleyen fitneciler ellerini sıvazlayarak kıs kıs gülüyorlar. Bu oyuna daha ne kadar alet olacağız ?

   Ne terör yanlıları temsil eder bu kardeşliği ne basiretsiz yöneticiler ! Ne okyanus ötesi sözde müttefikler ne de avrupa uşağı komşu ülkeler ! Ne siyonizm nede panslavizm ! Bu kardeşliği temsil edecek bir kelimelik cümle gerek bize fazla düşünmeyelim özümüzde cevabımız yaratılışımızda her şeyden önce İNSAN desek diyebilsek dediğimizi bu sefer yaşayabilsek kardeşliğimizin önündeki küfrün yükselttiği duvarları un ufak edebiliriz . Özledim be kardeşim tek yumruk olabilmeyi zalime karşı ...

www.vatandasfikri.com >>> Emre Akkıran <<<

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
Derdimiz; s.o.s yal ağ
Sınıfsal ayrılıkların ortak yalnızlığı
Yasak meyvenin siyaseti
NE ÇEKTİNİZ BE ARKADAŞ !!!
Öc alan !!!
İslamofobi ve islamifobi
Medeniyet kavramı
ŞABLON SİYASETİ VE EĞİTİM
TEKNİK ÖĞRETMENİM, KÖLEDİR BENİM
Kazıklı bayramlar
Bir ipretlik hikaye
Muhalefet stiline genel bakış
Bir hikaye misali unuttuklarımız (kardeşlik)
türk futbol sistemi
LİDERLERE BAKIŞ AÇISI
TERÖRİZM
ARKADAŞA MEKTUP
GÜÇLÜ SİYASET, GÜÇLÜ DEVLET
HAS PARTİ VE BİR SİYASET OYUNU
SİYASET NEDEN YAPILMALI?
Arakan
EKONOMİ  
Tasarruf şart, şartta kim yapacak?
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
İTAAT, TEPKİ ARASINDA SIKIŞAN İNSAN!!!
FİKRİ ADİL

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

TOPLUMSAL  
DİN NEDİR, NE DEGİLDİR?!?!
SITDIK FANİ

SİYASET  
MUHALİFLER İTTİFAKLAMI, İTTİFAKSIZ MI?
M.Akif GÖKALP

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

ÖNERİLER  
KİLO SORUNUMUZ SAGLIK SORUNUNA DÖNÜŞMESİN
DERMAN ABİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft