ALGILATILAN İLE DÜŞÜNMEK, DAVRANMAK!!
Size bir ideoloji, bir dini grup, bir siyasal parti veya grup sürekli bazı bilgiler veriyor, sürekli başka bilgi kaynaklarını düşman ilan ediyor, sürekli size bilgi, haber ulaştırma tekelini elinde bulunduruyor… Sonuç olarak beşikten mezara kadar size ne bilgi, haber gelecek, size ulaştırılan bu bilgiler ile düşündüğünüzde, kendimi de işin içine katayım, düşündüğümüzde, biz kendimiz mi düşünmüş oluyoruz, yoksa algılatılanlar ile düşündürtülüyormuyuz? Sürekli bize ulaştırılan siyasi, ekonomik, teknolojik, dini bilgiler var, örnegin din ne der?
Kötülükten kaçın, kaçındır, iyiligi öner ve yap… Adalet, ahlak, hukuk ve sevgi, merhamet barış dairesi içinde yaşa… Burada yaşadıklarınızdan hesaba çekileceksiniz, iyi yapana ödül, kötülük yapana ceza verilecek… Tanrının tekligine inan, ondan başkasını ilah edinme… Yaratılanlara, canlara, dogal düzene saygılı ol, toplu imha silahlarına karşı dur… Birbirinizi sevin, koruyun gibi yüzlerce iyilik önerisi var.. Bize gelen bu mesaja rağmen neden hem içimizden birilerini, hemde başka din mensuplarını sürekli düşman ilan ediyoruz… Sürekli bizim aile iyi, bizim cemaat bizi necata erdirir, biz iyi milletiz onlar kötü, düşmanlık, sürekli düşmanlık mesajlarıyla hem kendi içimizde, hem farklı devlet ve vatandaş gruplarına düşman algısısıyla büyütüldük… İletişim, ulaşım imkanları arttığında gördük ki, iktidarlar, devletin gücünü kendi cıkarları için kullanıyorlar, hukuk, devlet, din, yasa güçsüzü korumak için oluşturulmuşken güçlünün gücüne güç katmak için kullanılır hale gelmiş…. O zaman ne yapacağız ki, bize algılatılan ile düşünmekten kurtulacağız… Aslında çok basit? Size Kurandan bir ayet ile cevap vereyim…
“Ey iman edenler! Hukukun,(marufun) koyduğu sınırlardan dışarıya çıkmayı adet haline getiren biri, size bir haber getirirse, ona inanmadan önce, doğru olup olmadığını iyice araştırın, yoksa bir topluluğa yanlışlıkla bilmeden kötülükte bulunur, incitirsiniz de, sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız. Hucurat 6” Günümüzde haber kaynagı o kadar çogaldı ki, her kaynak doğru degildir, her kaynak yanlış da degildir… Bir haber size ulaştırıldı, bizde ne amaclıyorlar bu haber ve bilgiyle?! Burada kendi kaynagınızı dinleyin ifadeside var, gelen haberin, bilginin dogruluğunu, yanlışlığını, işe yararlılığını araştıran mesajı da …
Biz buna "algı yönetimi", "manipülasyon(Hileyle Yönlendirme" ya da iletişim stratejileri ile bize mesajı gönderenin istediği sonucu almaya dönük iletişim çalışmaları da diyebiliriz…
"Algılatma" kelimesi, bir şeyin bir başkasına algılatılması, fark ettirilmesi veya sezdirilmesi anlamına gelsede, o şey ortak amaçlara hizmet etmiyorda algılatana hizmet ediyorsa!! Yani kişi ya da grup, başka bir kişinin ya da kitlenin bir durumu, düşünceyi, nesneyi veya olayı fark etmesini, anlamasını, kendi bakış acısıyla kabulünü sağlamaya dönükse, başkasının aklıyla düşünme, davranma tuzagına düşebiliriz… O zaman gelen bilgi, haber ortak iyiye neden oluyormu, yoksa bir grup ve kinin çıkarına mı hizmet ediyor diye düşünmek tartmak zorundayız…
Algılatma = Algı oluşturma, fark ettirme, hissettirmeye başka bir örnek de şu olabilir…
Reklamlar, bir ürünün değerli olduğunu algılatmak için tasarlanır. Komisyoncuların, pazarlamacıların bize mal, ürün satması gibi, bize haber ve bilgi yoluyla telkinlerle, tekrarlarla, moda ve magazin içine gizlenmiş reklam ve propagandalarla bize bazı şeyler iyi, doğru, yarar, ihtiyaç diye algılatılmakta ve bize çok zaman ihtiyacımız olmayan ürünleri satmaktadırlar… Aynı şeyi iktidarlar başarılı oldukları algısı yaratmak içinde yaparlar… Siyasiler de bizde bazı algılar yaratır, şu parti kötü, bizim parti iyi gibi…
Siyasetçiler, halkın kendilerini güvenilir biri olarak algılamasını, rakiplerinin güvenilmez biri olarak algılanmasını sağlamak için belirli söylemlerle algılatma stratejileri kullanır. Biz bu gibi durumlarda birbirleri hakkında söz ve düşünce beyan eden siyasilere karşı uyanık olacağız, onların algılarıyla yanlış seçimler yapmayacağız…. Siyasilerden, reklamcılardan, komisyonculardan gelen bilgi ve haberi hep şüpheyle karşılayacağız ve araştıracağız, bize ne pazarlıyorlar, bizi kekliyorlar mı diye sorular soracağız… Bu arada insanlığın ürettiği bilgi birikimini edinme konusunda da bilgiye ac, bilgiye acık olacağız… Bunu akademik dünyadan yapacağız ki onlar daha samimi, daha saglıklı bilgiler üretiyorlar.. Akademik dünyada da siyasal içerik üretenler olabilir onlarıda gerçek akademisyenlerden ayrı tutacağız…
Kısacası, bir Öğretmenin, öğrencilerine sunduğu dersin bilgisiyle, bizi keklemek, taraftarı yapmak için sunulan bilginin ayrımını yapacak fark edecek, bagımsız kaynakları bulacak onlardan edinecegimiz bilgi ile biz olarak toplumsal faydayada dikkat ederek algılarımızla, duyularımızla edindiğimiz bilgilerle iyi olanı düşünmek iyi olanı yapmak için için çalışacağız çalışacağız hayat zaten iyi olanı yapmak, kötü olandan uzak durma mücadelesidir… Bu mücadeleyi iyiliklerle, mutluluklarla başarmak dilegiyle selam ve sevgilerimle..
Fikri Adil vatandasfikri.com 12.7.2025
|