MÜSLÜMANLARIN, BARIŞI/SAVAŞI
Bugün Müslüman toplumlar neden kendi aralarında sık sık, savaşıyorlar ve savaşları neden daha vahşi oluyor???
Bu önemli konu üzerine düşünelim mi? Müslümanlar neden kendi aralarında çatışıyor? Neden insanlık dışı görüntüler daha çok Müslümanların kendi aralarında ki savaşlarda oluyor? Bu sorulara kısaca, tarihsel, siyasal, mezhepsel, sosyoekonomik, egitimsizliğe dayalı fanatizm, aşırı dini yorumlar ve emperyalistlerin provokasyonu gibi pek çok neden gösterebiliriz…
*Tarihsel Nedenler: Hz. Muhammed’in Vefatından Sonra Başlayan İktidar Mücadelesi, H.Z Muhammed vefatından sonra, halifelik makamı konusunda Müslümanlar arasında ilk ciddi ayrışmalar yaşandığı görülür.. Örnegin: Birinci Fitne 656–661Cemel ve Sıffin Savaşları, Halife Osmanın öldürülmesi gibi… Bu olaylar mezhepsel ayrışmaların temelinde o dönemin dini ve siyasi karışımı olan halifeliğin, iktidarın ele geçirilmesine dayalı çatışmaları biz Müslümanlar ilk fitneler diye isimlendiririz… Bu olay Kerbela katliamıyla sonuçlandığında takvimler 680 yılını göstermektedir, bu olay üzerine Müslümanlar tarihî kırılma yaşarlar… Sonra bu olayın tetiklediği mezhepsel çatışmalarla günümüze kadar devam edegelir…
* Mezhep Farklılıkları ve Kimlik Çatışmaları, Sünnilik, Şiilik, Alevilik, Selefilik, Bedevi, Medeni, gibi farklı mezhepler ve din görünümlü siyasal yorumlar, dini görünümlü, ekonomik yapılar, zaman zaman birbirini dışlayıcı, hatta kafir ilan edici hale gelmiştir. Dini inançlar ile siyasi, ekonomik araçlar karışmış, grupsal çıkarlar ile kamusal çıkarların da beslediği çatışmalar, hala devam etmektedir…
*Siyasi Oyunlar ve İktidar Mücadelesi Birçok çatışma dini sebepler gibi görünsede daha çok siyasi nedenlerle çıkmıştır, çıkmaktadır. Bazı yönetimler, halkı mezhep veya etnik temelde bölerek kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalışmakta. Örneğin Irak, Suriye, Yemen gibi ülkelerde Şiî–Sünnî ayrılığı siyaset eliyle, emperyalist amaçlarca çokça kullanılmaktadır…
* Dış Müdahaleler ve Emperyalizm, Batılı ülkelerin, sömürgeci güçlerin Orta Doğu’daki çıkarları, Müslüman ülkeleri zayıflatmak için bu mezhep farklılıklarını körüklemiştir. Böl ve yönet, çatışma ve savaşlarla güçsüz bırak, kontrol et, politikaları Müslüman toplumlar arasında güvensizlik ve çatışmayı artırmıştır. Barış her insanın, müslümanın görevidir…
*Cehalet, Eğitim Eksikliği ve Eleştirel Düşüncenin Bastırılması Dini bilginin doğru ve tarafsız şekilde öğrenilmemesi, baskın olan dini anlayışların diger yorumlara baskısı, önyargılarla dolu toplumlar yaratmaktadır. Din adına konuşan ama bilgisi zayıf kişiler, toplumları birbirine düşürmekte, hem sosyal, hem ekonomik, hemde genel barışı bozmaktadırlar…
Müslümanlar Kendi Araların da, Barışı Nasıl Tesis Edebilir? Sorusunun Cevabıyla Yazıyı Bitirelim mi?
*Eleştirel dini düşüncenin önü açılmalı ve mezhepler arası diyalog, hoşgörü teşvik edilerek, kimse kimseyi şeytanlaştırmamalıdır…
*Müslümanlar, dinlerinin emrettiği adalet, eşitlik, hoşgörü gibi İslam’ın temel ilkelerine dayalı öz değerlerini toplumsal ve evrensel degerleri yapmalıdırlar…
*Kendi gruplarının, mezheplerinin, cemaatlerinin, ekonomik ve siyasi çıkarlar için değil, genel olarak Müslümanları kapsayan, daha geniş düşününce evrensel insanlık ve barış duygusu ön planda tutularak, ekonomik, siyasi temsil, adalete dayalı hukuki yapılanmalarla hem toplumsal hemde bölgesel barış sağlanabilir…
Bu zaman kadar gördüklerimiz şudur, kendi etnik kökeni, kendi mezhebi, kendi cemaati, kendi siyasal grubunun çıkarları için barışı bozanlar, vatandaşların genelini, insanlığın geneli kapsayacak şekilde ekonomik, siyasal hukuki, eşitlik, dini inançlara saygılı laiklik, adalet, özgürlük üzere genişlettiğimiz barış, barış, barış olacaktır.. Olması çabası ve dilegiyle…
Sıtdık Fani vatandasfikri.com – 25.7.2025
Not YZ dan yararlanılmıştır..
|