DEDE BANA DİNİMİZİ(KURAN'I) ANLAT

Anadolunun Kuzeyin de, orta iç Karadeniz de yaşayan bir aile de torunun dededinden bana kuranın mesajını anlat, bana dinimizi anlat, demesi üzerine dedenin dini bilgisinin yetersizliğini gören Torunun Dedeyi dini bilgiye yönlendirmesini anlatan diyalog yaşamın içinden alınmıştır. Bu çelişki yaşamın için de mevcut olup hep gözden kaçmaktadır, yada bilerek es gecilmektedir. Bilgisizlik bilerek es gecilirse Allah korusun bizi cehalete götürür ve cehalet de bize hep doğru yapıyorum yanılgısıyla yanlış yapmaya iter ki toplumsal yaşayışın her kademesin de buna yeyterince tanık oluyoruz. Bu nedenle bilgilenme yollarını arayalım ve isteer fen bilgisi, ister yaşam tarzlarımızı destekleyen d-bilgiler isterseniz de dini bilgilerle kendimizi yaşam bilinçli bireyler olarak hazırlamalıyız ki daha nitelikli bir yaşam yaşayarak Allah'ın emir ve yasaklarına göre öncelikle kendimizden sorumlu olarak kişisel yaşam davranışları geliştirerek samimi bir inanan olarak toplumsal hayata katkılar sunabilelim. Şimdi dede ve torunun sohbetine gecelim ve aralarında ki konuşmalara tanık olalım…

-Dede bana dinimizi anlat, Kurandan bmesajlardan bahset, Allah kuran da bize ne diyor?

-Yavrum ben bir şey anlamadım ki, Kuranı hep arabca dinledim, anlamadım ama iman ettim..

-Dede anlamadan iman edilir mi, akıl sahibi bir canlı olarak anlayarak, düşünerek iman etmemiz gerekmez mi?

- Doğru dersin, dersin de yavrum ama biz böyle gördük atadan dededen, biz de bunu doğru kabul ettik inandık..

-Dede bilmediğin şeye nasıl inanırsın, bunun şartları nedir, bize ne emreder, bizim neler yapmamız, neler yapmamamız gerekir diye insan düşünmez mi hiç?

- Az çok, biliyorum torunum, İslamın şartı beştir, Savum, selat, hac, zekat, kelimei şaadet… Biz de bunları yapmaya çalışıyoruz.

-Dede olur mu öyle şey, Kuran da 114 sure, 666 ayet var ben bunları Ahlak ve din bilgisi dersin de öğrendim, bu sureler ve ayetler nelerden bahsediyor biz inananlar olarak bunları öğrenmemiz lazım diye düşünüyorum…

- Yavrum biz Arabca bilmiyoruz ki,

-Dede Artık Kuranın Türkcesi ve başka dillere de cevrilmiş mealleri var. Bunlardan öğrenebiliriz, hatta gözleri görmeyenler için Sesli Türkce mealler var dinleyerek de öğrenebilirsin, öğrenebiliriz.. Ama ben senden dinlemek istedim, dedem bana dinimi anlatsaydı daha iyi olurdu diye düşündüm…

-İyi Olurdu  be yavrum, ama cahillik işte

-Dede sen okuma yazma biliyorsun ya

-Oğlum ben okula gitmedim, bana okuma yazmayı asker de öğrettiler

-Dede ben sana kuranı okuyum mu, bir Türkce mealden ikimizde öğrenelim ne derin?

- Yok oğlum madem seslisi de var bu meallerin birlikte dinleyelim ve birlikte öğrenelim bir Sesli Türkce meal alalım ne dersin…

-Yok dede almayalım, Diyanet İşleri Başkanlığının İnternet sitesinden indirelim ve istediğimiz zaman dinleyelim ve dinimizi ilk ve ebedi kaynagı olan Kuran dan öğrenelim…

İlk olarak Fatiha suresini dinlediler ve Dedesi torununa teşekkür etti demek ki ben hergün bunları söylüyormuşum namaz da dedi.. Ve dede torun karar verdiler Her hafta Cuma akşamları bir cüz ve sabahları erkenden kalkarak da bir Cüz dinleyerek dinimizi öğrenelim diyerek bu kararı uygulamaya koydular.

Birisi hayata başlarken, digeri de hayata vedaya hazırlanırken Kuranın mesajını öğrenmeye başladılar…

İlk cüzü dinlediklerin de dede ben bunları bilseydim daha az hata yaparak yaşardım diyerek torununa şunları söyledi..

-Torunum, sen şanslısın çünkü hayata başlarken Kuranın mesajını anladın ve buna göre daha az hata yapacak ve Allah'ın rızasını kazacanacaksın dilerim… Bana, Dede bana Kuranı anlat dedigin zaman sana sadece bana anlatılanları anlatabiliyordum.. Bunların da çogu ibadet etmeyi öğrenmekten ibaretti ama sadece bir cüz bile dinlemek bizi ne kadar bilinçli yaptı, bunu Türkceye cevirtenlerden bu sesli meali hazırlayanlardan Allah razı olsun dinimizi daha iyi anlar, öğrenir ve uygular olacagız… Diyerek geç de olsa bilmenin önemini anlayarak, bilmenin hazzı ile ibadetini yaparak son yıllarını daha Kuranın mesajına göre davranışlar sergileyerek yaşarak Allah'ın rızasını ve toplumunun sevgisini kazanacagı umudunu daha çok hissder oldu…

Ve önüne gelen her arkadaşına hafıza kartına yüklettiiği sesli kuran mealini dağıtmaya başladı ve dinleyip, dinlemediklerini sorarak onları Kuran'ı dinlemeye teşfik etti, böylece için de yaşadığı toplumun Kuranı anlamasına yardım ederek daha bilinçli inananların sayısının çogalmasını sağlayacagını düşünerek bunu ne kadar çok yapabilirse o kadar çok da sevab kazanacagı düşüncesi dedeyi daha çok hafiza kartı almaya, torununa bunlara sesli mealler yükleterek dagıtmaya devam etti …

Bu yaptıklarından dolayı da kendini mutlu hissetderek kalan ömrünü böyle Kuranın yayılmasına hizmet etmeye adayarak yaşamaya karar verdi…

Biz de Kuran'a bakalım bu meselede ne diyor ve yazımıza son verelim.

"Onlar, “Sen iyi ders almışsın” desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur’an’ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz." En’âm  105 

"Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, (onu bilemeyen) kör gibi olur mu? (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar." Ra’d  19

"Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır." Hicr  75   

"Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resulüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür." Zümer  9 

Kuran da bunlar gibi bilgiye ve düşünmeye önem veren 100 ler ce ayet vardır ve bu ayetler bilmenin önemini adeta bize haykırmaktadırlar. Yeter ki biz merak edelim ve Kuran ne diyor diye anlayarak okuyalım, dinleyelim dede ve torunlara bunu önerelim…

Allah hem bu dedeye ve toruna, hem de bize Kuranın mesajını okuyan, dinleyen, anlayan, uygulayan kullarından olmayı nasip etsin ki Kuranın mesajı bizi yalandan, yanlıştan, haramdan, günahdan koruyacak en iyi rehberimizdir düşüncesiyle selam ve sevgilerimle…

Sıtdık Fani – Ekim 14  www.vatandasfikri.com