|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
Ergenekon Davası ve Kaybolan İmtiyazlar |
Ergenekon Davası ve Kaybolan İmtiyazlar
Son beş altı yıldır süregelen Ergenekon davası nihayet sonlandı, sonlanmasına sonlandı ama kavga bitmişe de benzemiyor. Doğal olarak Yargıtay safhası sonlanmadan da davanın tam anlamıyla bitmiş olduğunu söyleyemeyiz.
Bir kesimin iddia ettiği gibi bu mahkemenin kararlarını tanımıyoruz mantığı sakat bir mantıktır. Daha gerekçeli kararlar açıklanmadan, mahkemeyi töhmet altına alacak açıklamaları yapmak son derece yanlıştır.
Özellikle muhalefetimiz ne balyoz davasındaki, ne de Ergenekon davasındaki mahkemeleri ve karalarını tanımadığını dava süresince açıklamış, karar sonrasında da hakarete varacak beyanlarda bulunmuşlar, daha da beteri bu mahkemelerin hükümetin güdümünde karar verdiklerini söylemişlerdir.
Eğer iddia ettikleri doğruysa, bu ülkede tuz kokmuş demektir. Bağımsız yargının olmadığı yerde, ne insan haklarından, ne hukuktan, ne de demokrasiden söz edemeyiz.
Muhalefete tavsiyem o ki, bu durumun demokrasi eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorsanız, acilen ülkenin çağdaş bir Anayasaya kavuşması için iktidarla birlikte hareket etmenizdir. İnanın siz bu Anayasa için kararlı olursanız iktidar kaçamayacak, sizin isteklerinizin hepsini değil ama büyük bir çoğunluğunu kabul etmek zorunda kalacaktır.
Ergenekon davası, davanın seyrini basından izlediğimiz kadarıyla hayalen açılmış bir dava değildir. Danıştay saldırısıyla başlayan olayların akabinde, Ümraniye’de patlayıcıların bulunması ve ardından çorap söküğü gibi gelen birçok gelişmenin sonucunda açılmıştır.
Herkesin bildiği gibi darbe ve darbe teşebbüsü yasalar önünde suçtur. Bizim ceza kanunumuza göre de cezası müebbettir. Ergenekon mahkemesi, mevcut sanıkları Türk Ceza kanunun bu maddesine göre cezalandırmıştır. Sanıklar bu suçu işlemediklerini iddia etmektedirler ama anlaşılan bu suçu işlemişler ki bu cezayı almışlardır. İnşallah bu sanıklar, Yargıtay safhasında suçsuz olduklarını ispat ederler de aldıkları cezalar kaldırılır.
Geriye doğru baktığımızda siyasi yapımızın gelişmesi ve büyümesi, maalesef darbelerle hep engellenmiştir. Ne zaman ülke siyasi ve ekonomik olarak bir yerlere varacak olsa; hop iç ve dış destekli bir darbe ile ülke bir on yıl geri götürülmüş; bu yüzden siyasi yapımız ve siyasi partilerimiz gerçek anlamda kökleşememiştir.
Son elli yıllık siyasi tarihimizin darbelerle kesintiye uğramasından dolayı, ülkemiz gerçek anlamda çağdaş bir demokrasiye de kavuşamamıştır.
Ergenekon sanıklarının aldıkları cezalara bakacak olursak, biz bu işlere karışmadık, karışmadığımıza dair belgeler, ispatlar burada diyemedikleri için ceza aldıkları anlaşılmaktadır.
Kim bu günkü yapıdan şikâyetçi ise, bilin ki mevcut elindeki imkânlar kaybolduğu için şikâyetçidir. Yıllardır 12 Eylül Anayasasının verdiği özerklik sayesinde milletin tepesinde boza pişirenler, bu özerklik ve ayrıcalığı yitirdikçe bağırmaya başlamışlardır.
Bundan sonra herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti babalarının çiftliği değildir. Artık bu ülkede yasalar ve hâkimler vardır. Kimse ben yaptım olduğu mantığıyla hareket edemeyecektir. Bu sözüm sadece bürokratlar için değil, siyasetçiler için de geçerlidir.
İnşallah 12 Eylül Anayasasından ve onun kanun ve kurumlarında en kısa zamanda kurtulacağız. Bu ülkenin bundan başka şansı da yoktur. Belki muhalefet ayak sürüdüğü için bu iş biraz uzamıştır ama toplumdan gelen demokrasi talepleri bu günkü siyasetçiler tarafından gerçekleştirilemese de, yarınki siyasetçiler tarafından mutlaka gerçekleştirilecektir.
Nizamettin Şereflier >> www.vatandasfikri.com <<
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|